6 Ekim 2015 Salı

Trivium - Silence in The Snow




Merhaba değerli okurlar,

Bu yazımızda Trivium' un 2 Ekimde çıkan yeni albümü ''Silence in the Snow'' u değerlendireceğiz.

Albümün ismini taşıyan ve birden bire yayınlanan ''Silence in the Snow'' klibi büyük bir merak uyandırdı. Ardından gelen ''Blind Leading the Blind'' ve ''Until the World Goes Cold'' klipleri bize yeni albümün tarzı hakkında büyük ipuçları verdi.

 Trivium'un ''Vengeance Falls'' albümünde piyasa müzik yapmak ve daha güçlü bir kitleye hitap etmek için bağırmayı neredeyse yok ettiğini biliyoruz.

Bu albümde kitle genişletme düşüncesine devam ettiler, amaçları ''In Waves'' te ufaktan başlayan, ''Vengeance Falls'' da daha belirgin olan hafifleme sürecini tamamlamaktı. ''Silence in the Snow'' da bağırmaları tamamen silip attılar.
Lakin bunu gerçekten başarılı bir şekilde yapmaları Trivium dan beklenen, takdire şayan bir durum.

                 
             

Matt in ''Silence in the Snow'' klibine yapılan eleştirilere cevabı şuydu:

''Şarkının Shogun tadında, eğer Shogun sevmiyorsanız, bunu da sevmemeniz normal.12 yıldır scream vokal kullanıyorum, ve bu konuda iyi olduğumu düşünüyorum, lakin hep hayalim olan clean vokal konusunda hiçbir zaman üst düzey olamadım.Artık hep yapmak istediğim clean vokali üst düzey yapabildiğim için gurur duyuyorum.Sevmediyseniz, sevdiğiniz eski Trivium albümleri hala orda duruyor, onları dinlemeye devam edebilirsiniz.
Scream vokal yapmak kolay, clean vokal zor iş.Eski yaptıklarımızı seviyorsanız, onları dinlemeyi devam edin, konserlerde de çalmaya devam ediyoruz.Yaptığımız işi her seferinde üzerine koyarak devam etmek istiyoruz, bunu seviyoruz.Diğer grupların da bunu yapmadığını söyleyemezsiniz.Her zaman içimizden gelen şeyi yapıyoruz.Ve dünyadaki tüm fanlarımızı seviyoruz''

Bu cevaptan sonra albüme karşı önyargım oluşmuştu. ''Eski albümler orada duruyor, onları dinlemeye devam edebilirsiniz'' lafı epey canımı sıkmıştı. Ben scream isteyen türde dinleyicilerdendim. Fakat yeni albüm o kadar başarılı ki, 1-2 dinleyişten sonra önyargımı yok etti.



Renkler ve zevkler tartışılmaz, bazı şarkılar ne zaman bitecek diye düşündürüyor, bazı şarkılar ise ne kadar dinlerseniz dinleyin aynı duyguyu hiç bozmadan veriyor.

Şarkıları ilk dinlediğimde -doğal olarak- anında bir farklılık sezdim. Başta birkaç şarkı dışında alışık olmadığımdan sevemedim fakat zamanla kulağım daha bir aşina oldu ve Trivium un bu yeni tarzına ayak uydurmaya başladım. Özellikle nakaratlar tam zihinde kalacak şekilde çok hoş tonlanmış. Melodik anlamda Shogun havası sezdiren bu albüm, kimi zaman hafiften kendini tekrar eden riffler olsa dahi çeşitli sololar ile çok daha cezbedici bir hal alıyor. Vokallerin çeşitli kullanımı da dinleyeni sıkmıyor. 



Vokaller demişken, Matt bu albümde '' Helal olsun! '' dan başka bir şey demeye müsade vermiyor. David Draiman ve vokal koçu Ron Anderson'a teşekkürlerimizi iletiyoruz... 


Bazı şarkılarda bass gitarın biraz boş bırakıldığını görüyoruz, örneğin ''Silence in the Snow'' da birçok ekleme yapılabilirdi lakin fazla detay işlenmemiş. Şarkı sözleri ve sözleri müziğe uydurma yine çok başarılı.

Her şarkıda ayrı bir duygu işlenen, herkeste farklı hisler bırakacağına ve metal müzik ile alakası olmayan insanlara bile kendini sevdireceğini düşündüğüm bu albüm hakkında özet olarak yazılacaklar bunlar dostlarım. Sizleri ''Snøfall'' ve ''Breathe in the Flames'' in introsu ile baş başa bırakıyorum... 


Youtube kanalımızı ziyaret etmeyi unutmayın, bir sonraki yazımızda görüşmek üzere!

Trivium

Matt Heafy  Lead vokal, gitar

Corey Beaulieu  Lead gitar

Paolo Gregoletto  Bass gitar

Mat Madiro  Davul

ALBÜMDEKİ ŞARKILAR
1. Snøfall
2. Silence in the Snow
3. Blind Leading the Blind
4. Dead and Gone
5. The Ghost That's Haunting You
6. Pull Me from the Void
7. Until the World Goes Cold
8. Rise Above the Tides
9. The Thing That's Killing Me
10. Beneath the Sun
11. Breathe in the Flames

Yayınlanan Diğer Klipler
















Hiç yorum yok:

Yorum Gönder